Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
🧜‍♀️ BİR KIZ KULESİ ÖYKÜSÜ 🧜‍♀️ 1827 yılında Almanya'nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içinde baş gösteren huzursuzluklardan dolayı bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra gemilerde miço olarak çalışır. Hamburg'tan kalkan bir gemiyle İstanbul'a giderken henüz 12 yaşındadır. Gemi İstanbul'a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi'ne yüzerek kaçar. Kendisini kurtaran Kız Kulesi'nin bekçisine gemiye geri dönmek istemediğini söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanır. Ama Osmanlı sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl'ı korumasına alır. Karl Mehmet Ali adını alır. Mehmet Ali, Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra 2. Abdülhamit döneminde paşa unvanını alır. Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı temsil eden üç kişiden biri olur. Almanca, Fransızca, Yunanca, Farsça ve Arapça dillerinde şiirler yazan Mehmet Ali Paşa'nın dört kızı olur. Paşa'nın Leyla adındaki kızının da bir kızı olur; Celile. Celile bir erkek çocuk doğurur: Şair Nâzım Hikmet! Görüldüğü gibi Karl'dan Nazım'a uzanan hikâyenin gösterdiği gibi, Kız Kulesi'nin her zaman hikâyeleri vardır. Eğer Kız Kulesi Karl'ı kurtarmasaydı, Nazım olmayacaktı....
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Tomris Uyar
Ülkü Tamer,
Tomris Uyar
Tomris Uyar
'ın ilk eşiydi. Aynı kolejde okumuşlardı, birbirlerini okurken sevmiş ve mezun olduktan sonra aşklarını evlilikle taçlandırmışlardı. Ülkü Tamer de şair, gazeteci, oyuncu ve çevirmendi. Hatta Cemal Süreya ile "Papirüs" isimli bir dergi çıkarıyorlardı ve kurucuları arasına daha sonra Tomris Hanım da eklenecekti.
Çeyrek Asır Sonra Halkın Dostları Bir Arada (Düşler dergisi, sayı 10)
“Çeyrek Asır Sonra Halkın Dostları” birarada... ATAOL BEHRAMOĞLU - İSMET ÖZEL Yöneten: İrfan Çiftçi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Daşkanlığı'nca Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinde düzenlenen “Şiir Patikası” toplantısında İrfan Çiftçi'nin yönettiği “Çeyrek Asır Sonra Halkın Dostları “ konulu bir söyleşi
Abidin Paşa Ahmet Bey devlet tarafından sürgüne gönderilmişse de oğlunun bürokraside yükselmesi sağlanmıştır. Ahmet Bey'in oğlu Abidin Paşa (1843-1907), Ankara ve Adananın meşhur valilerinden olan Paşa, üç ay da Hariciye Vekilliği yapmıştır. Arapça, Farsça, Fransızca, Ar­ navutça ve Yunanca bilir. "Hatta Rumca yazdığı şiirler, Atina gazete­ lerinde yayınlanmıştır." Ankara valiliğinden sonra Akdeniz Adaları Valisi olan Paşa, Ro­ dos’a yerleşmiş, bir vali konağı yaptırmış ve aile fertlerini yanına al­ mıştır. Politika ile sanat faaliyetlerini birlikte yürütür. En çok sevdiği iki şair Homeros ve Mevlana'dır. Ankara Valiliği sırasında Mesneviyi şerh etmiş, Rodos'ta ise bir vapur seferinde rastladığı bir güzelden söz eden Saadet-i Dünya adında bir kitapçık kaleme almıştır. Torun­ larından Abidin Dino bu dönemi şöyle anlatır: "... Akdeniz'in masmavi güzelliği Vali Paşayı oyalıyordu biraz. Gerçi İstanbul'dan uzak yaşıyordu, hatta bir çeşit sürgünlük sayılırdı bu valilik, bununla beraber maiyeti v p ailesi ile eski çağ kalıntılan arasında, denize karşı zaman zaman Mesneviyi yorumluyor, pek düşkün olduğu ada ha- nımlanna, Yunanca aşk şiirleri döktürüyor, Voltaire okuyordu,"
Reklam
KISIK NEFESLİ DERVİŞ NOTLARI
Neden gelmiyorsun? Soğuk odalarda, Çürümüş gönlüme onca paket sigara. Gidip dönmemek kadar buz, Tutulmayan söz gibi leş. Neden gelmiyorsun? Bilerek kaçıyorsun denk geleceğimiz sokaklardan.
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
kürt cemo
Süreya ise şiirde ima edildiği gibi uzun yıllar Kürt olduğunu saklamıştır. “Kürtler yalan söylemek zorunda, Arnavutlar doğru” dizesi bu acı gerçeğe bir göndermedir. (s.42) Buna benzer birçok vurucu dizesinin hikayesini, kitaptaki dikkatli analizlerden hareketle takip etmek mümkün. Türkçe şiirin zirvelerinden biri olan, Türkçeyi inci gibi işlemiş
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
173 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.